![Ağız Yaraları ve Kanserler](https://www.ze-dent.com/wp-content/uploads/2018/07/agiz-yaralari.jpg)
Aft neden oluşur?
Genellikle ağız içinde dil, yanak içleri, diş etleri ve damakta, zaman zamansa dudaklarda görülen aftın oluşma nedeninin belirlenmesi için çeşitli araştırmalar yapılsa da bugüne kadar kesin bir neden ortaya konulamamıştır.
Ancak tespit edilen bazı nedenleri sıralamak gerekirse;
- Sistemik rahatsızlıklar (Behçet hastalığı, Chron hastalığı vb.),
- Vitamin ve mineral eksiklikleri (B vitamini, çinko vb.),
- Psikolojik sebepler (stres vb.),
- Bayanlarda regl öncesi dönem,
- Ağız için travmalar (ısırma, çarpma vb.),
- Ağız içi operasyonlar,
- Bazı gıda maddeleri (tuzlu, asitli, baharatlı),
- Alerjik reaksiyonlar,
- Sigara…
Aft oluştuğu durumlarda ne yapmak gerekir?
Aft’lar yaklaşık bir hafta sürer ve bu dönemde bölgesel ağrılara neden olabilirler. Beslenme yoluyla ağza giren besinlerse bu ağrının artmasına sebep olurlar. Aftların herhangi bir etkeni olmadığı için yaradan, sağlıklı dokuya bulaşma gibi bir riski yoktur. Ancak aftların açılması durumunda ağızda bulunabilecek birçok bakteri bu aftların enfekte yara olmasına sebep olabilir. Bu süreçte tüketilebilecek tuzlu, baharatlı, asitli yiyecekler aftların açılmasına ve enfeksiyon kapmasına neden olabilirler. Bu nedenle beslenmeye dikkat edilmelidir.
Ağız yaraları ciddi konulardır. Bazı ağız yaraları neden yokken ortaya çıkarken, bazı yaralar ikincil olarak başka bir hastalığın etkisinde oluşabilirler. Eğer sıklıkla ağız içi yaralarınız oluyorsa ve iyileşmesi uzun süre alıyorsa bir hekime başvurmanız gerekir.
Uçuk neden oluşur?
Aftlara göre daha ağrılı ve enfekte özelliğe sahip olan uçuklar, virüs kaynaklı oluşumlardır. İçi sıvı dolu ağrılı kabarcıklar halinde, ağız içinde, dışında hatta yüzün başka bölgelerinde de çıkabilen bu yaralara ‘Herpes Simplex’ virüsü sebep olur. Bu virüs, kişinin vücuduna bulaşıp uçuğu meydana getirdikten sonra, uçuk tedavi edilse dahi vücutta bekleyebilir. Vücudun direnci azaldığı an sinsice bekleyen bu virüs, aktif hale geçer ve yeniden uçuk oluşturur. Genellikle aynı yerde çıkma eğilimine sahiptir. Direncin düşmesi sonucu tekrar başlama eğilimi gösteren uçukların oluşmasında diğer yardımcı faktörler de güneş ışınları ve hormonal düzensizliklerdir.
Uçuk oluştuğu durumlarda ne yapmak gerekir?
Uçuk, afta göre çok hızlı yayılabilen ve başka insanlara da bulaşan bir hastalıktır. Uçuğun başlama, gelişme ve enfeksiyonu dışarıya akıtma olarak sıralanabilecek 3 farklı dönemi vardır. Bulaşma riskinin en yoğun olduğu dönem yaranın patladıktan sonraki dönemdir. Uçuk çıkaran kişinin özellikle uçuk bölgesine temas eden kişisel eşyalarının, sağlıklı kişiler tarafından kullanılmamasına özen göstermek gerekir. Uçuk nerede başlarsa başlasın, kişinin başkasını korumasının yanı sıra kendini de koruması gerekir. Ağızda başlayan uçuk başka bölgelere kişinin kendisi tarafından bulaştırılabilir.
Bir lezyon başladığında bu lezyonu kaşımamak oldukça önem taşır. Enfeksiyon etkeni, el ile burun içine ve hatta genital bölge mukozasına bile kolaylıkla bulaştırılabilir. Uçuğu sıkmak, oynamak gibi davranışlar oldukça yanlıştır. Uçuğu çıkaran kişinin sıklıkla ellerini bol sabunlu su ile yıkaması hastalığın tedavisi ve yeni bir uçuk oluşumunun önlenmesi açısından oldukça önemlidir. Tedavide antiviral kremler ya da oral ilaçlar hekim tarafından önerilir.
Pamukçuk nedir, nasıl oluşur, tedavisi için ne yapılmalıdır?
Pamukçuk, bebeğin dil, damak ve yanak içlerinde süt parçalarını andıran beyaz lezyonlardır. Bir cins mantar olan ‘Kandida enfeksiyonu’ nedeniyle oluşur. Pamukçuk en çok yeni doğanlarda görülür fakat bazen daha büyük bebeklerde de görülebilir. Önce beyaz lekeler halinde başlar. Sonra tüm dili ve ağız içini kaplar. Dildeki lezyon kazınırsa altında deri yanmış gibi görünür ve kanayabilir, sızıntılı yüzeysel bir ülser belirir. Pamukçuk, ağrı yaparak bebeğin beslenmesini engeller. Sağlıklı bir bebek, genellikle hastalığı kendi başına yenebilir. Annenin göğüs temizliği ve her tür beslenme araçlarının temizliği bu rahatsızlığın yok edilmesinde çok önemlidir. Ayrıca temiz bir mendille çocuğun ağzındaki lekeli bölümler zorlamadan silinebilir. Pamukçuk geniş bir alana yayılmışsa, mutlaka hekime başvurulmalıdır.
Ağız kanserlerinin sebepleri nedir?
Ağız kanserlerinin çoğunlukla 45 yaşın üzerinde ortaya çıkar ve erkeklerde oluşma olasılığı kadınlara oranla 2 kat fazladır. Görüldüğü yerler ise sıklıkla; dil, ağız tabanı, dil köküne yakın yumuşak damak alanları, dudaklar ve diş etleridir.
Ağız kanserlerinin kesin nedeni tam olarak bilinmez. Bununla beraber, tütün ürünleri, alkol, bazı besinlerdeki kanserojen maddeler ve özellikle ağız dışı bölgelerde (dudak gibi) fazla güneş ışığına maruz kalınması gibi faktörlerin kanser riskini artırdığı bilinmektedir. Genetik yatkınlık da ağız kanserleri için risk faktörleri arasındadır.
Ağız kanserlerinin belirtileri nelerdir?
- Ağız içinde ya da etrafında beyaz veya kırmızı renkli alanlar ,
- Ağız içinde hassas, tahriş olmuş, kabarık veya kalınlaşmış alanlar,
- Ağızda veya boğazda tekrarlayan kanamalar,
- Seste boğukluk veya boğazda yutulamayan cisim hissi,
- Çiğneme ve yutma güçlüğü,
- Dil ve çene hareketlerinde zorlanma,
- Dil veya ağzın diğer bölgelerinde his kaybı, uyuşukluk,
- Alt veya üst çenede meydana gelen şişlikler ve bunun sonucu mevcut protez uyumunun bozulması…
Ağız kanseri lezyonları başlangıç döneminde ağrısızdır ve bu nedenle de ihmal edilebilirler. Ağız kanserleri erken dönemde teşhis edilerek tedavi sağlanmazsa yayılarak sürekli ağrı, fonksiyon kaybı, tedavi sonrası düzeltilmesi mümkün olmayan yüz ve ağız deformiteleri, hatta ölümlere neden olabilir. Diş hekimine düzenli aralıklarla gidilmesi ağız kanserlerinin erken dönemde yakalanması açısından da önemlidir.
Ağız kanseri riskini azaltmak mümkün müdür?
Ağız kanseri riski bazı önlemler alınarak azaltılabilir. Bu önlemler:
- Sigara, pipo gibi tütün ürünlerini kullanmayınız, tütün çiğnemeyiniz
- Alkol kullanıyorsanız, aşırıya kaçmayınız.
(Hem alkol hem de tütün ürünlerini kullanan kişilerde ağız kanseri riski alkol ve tütün ürünlerini kullanmayan kişilere göre 15 kat fazladır.) - Meyve ve sebzeden zengin diyetle besleniniz.
(Araştırmalar bu tür diyetin ağız kanseri riskini azaltabileceğini ileri sürmektedir) - Düzenli olarak diş hekimine gitmeyi ihmal etmeyiniz.